Hükmün Tavzihi Yoluyla Vekalet Ücreti veya Faiz Konusunda Düzeltme Yapılabilir mi?

Hükmün Tavzihi Yoluyla Vekalet Ücreti veya Faiz Konusunda Düzeltme Yapılabilir mi?


Meslekten olmayan kişiler açısından çoğu zaman anlaşılmaz bulunsa da, hukukta “esas” kadar “usul” de büyük önem taşır. Ne kadar haklı olursanız olun “doğru” yöntemle dile getirmedikten sonra hakkınıza ulaşamayabilirsiniz. Bu nedenle usul kurallarının özellikle avukatlar tarafından bilinmesi gerekir.

Hükmün tavzihi de Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiş usul kurallarından birisidir. Kanun’un 305. maddesine göre;

“Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.

Kararın açıklanması, aydınlatılması olarak daha anlaşılır kılınabilecek bu kurala, karar gerekçesinin yazımı/dilinden kaynaklı olarak bazı şüphe, tereddütlerin oluşması, hükmün içinde birbirine aykırı fıkralar bulunması halinde başvurulmaktadır.

Kanun metninden anlaşılacağı üzere, bu kuralın son derece sınırlı bir şekilde ele alınması, taraflara tanınan hak ve borçları etkileyecek şekilde genişletilmemesi gerekmektedir. Hak ve borçları etkilememe ölçütü önemlidir. Zira zaman zaman hükmün tavzihi yoluyla kararda eksik bırakılan, unutulan veya hatalı olarak yer verilen bazı hususların eklenmesi/çıkarılması söz konusu olmakta, bu da taraflar arasında uyuşmazlık çıkarmaktadır.

Yargıtay 18.Hukuk Dairesi’nin 21.06.2016 tarihli bir kararında, davacı lehine takdir edilen maktu vekalet ücreti, davalı vekilinin tavzih istemi üzerine yeni bir karar ile kaldırılmıştır. Bu kararın temyizi üzerine uyuşmazlığa bakan Daire, HMK madde 305 hükmünü vurgulayarak, mahkemenin asıl kararında davacı vekili yararına hükmedilen vekalet ücretinin tavzih yoluyla kaldırılmasını Kanun’a aykırı bulmuştur. (Yargıtay 18.HD. 2016/5018 E. 2016/9924 K. sayılı kararı) Daire’ye göre bu içerikteki bir tavzih isteminin mahkemesi tarafından reddi gerekirdi.

Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 16.01.2019 tarihli yeni bir kararında da, davalı vekili tarafından, lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken kararda buna yer verilmemesi üzerine tavzih yoluyla hükmün düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun Mahkeme tarafından kabulü ele alınmıştır. Daire, Kanun 305.madde hükmünü yazarak, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceğini vurgulamıştır;

hakim hüküm verdikten ve davadan elini çektikten sonra temyiz edilerek hüküm bozulmadıkça o davaya yeniden bakamayacak ve verilen hükmü değiştiremeyecektir

Bu gerekçeyle, Mahkemenin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükme ekleyemeyeceği, aynı şekilde hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemeyeceği, kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi de tavzih yolu ile gideremeyeceği sonucuna varmıştır Yargıtay 4.Hukuk Dairesi.

İstikrar kazanmış bu içtihat, çoğu durumda makul sürede sonuçlandırılamayan davalarda, usul kurallarına yönelik eksik bilgiler nedeniyle sürecin uzamasının önüne geçilmesi anlamında önemlidir. Hak ve borçların tavzih yoluyla düzeltilmesi mümkün olmadığından, karara yönelik istinaf ve/veya temyiz başvurusu yapılması gereken bir durumda tavzih yoluna başvuru yapılmamalıdır. Aksi taktirde sürecin epey uzaması söz konusu olabilecektir.