BM’den Temiz, Sağlıklı ve Sürdürülebilir Bir Çevreye Erişimin Evrensel İnsan Hakkı Olduğu Kararı
Stj.Avukat Çimen Tatar
BM Genel Kurulu 28 Temmuz 2022 tarihinde, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimin evrensel bir insan hakkı olduğunu ilan eden tarihi bir kararı kabul etti.
Kararda; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile Viyana Bildirgesi ve Eylem Programı’nın yeniden teyit edildiği; Kalkınma Hakkı Bildirgesi’nin, Birleşmiş Milletler İnsan Çevresi Konferansı Bildirgesi’nin (Stockholm Bildirgesi) ve Çevre Üzerine Rio Bildirgesi’nin göz önünde bulundurulduğu; Kalkınma ve ilgili uluslararası insan hakları anlaşmaları ve diğer ilgili bölgesel insan hakları belgelerinin de dikkate alındığı vurgulandıktan sonra Genel Kurul’un iradesi dört (4) başlıkta ortaya konmuştur:
BM Genel Kurulu;
1. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkını bir insan hakkı olarak tanır;
2. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkının diğer haklarla ve mevcut uluslararası hukukla ilgili olduğunu kaydeder;
3. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkının desteklenmesinin, uluslararası çevre hukuku ilkeleri uyarınca çok taraflı çevre anlaşmalarının tam olarak uygulanmasını gerektirdiğini onaylar;
4. Devletlere, uluslararası kuruluşlara, ticari işletmelere ve diğer ilgili paydaşlara politikalar benimsemeye, uluslararası işbirliğini geliştirmeye, kapasite geliştirmeyi güçlendirmeye ve çocuklar için temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre sağlama çabalarını büyütmek için iyi uygulamaları paylaşmaya devam etme çağrısında bulunur.
BM İnsan Hakları Konseyi’nin 2021 Tarihli Kararı ile Başlayan Süreç
BM Genel Kurul kararı, BM İnsan Hakları Konseyi tarafından geçen yıl (8 Ekim 2021 tarihinde) kabul edilen benzer bir karara dayanıyor.
BM İnsan Hakları Konseyi, Genel Kurul’da salt çoğunlukla seçilen ve dünyanın her bölgesini temsil eden 47 BM üye devletinden oluşmaktadır. Konsey, Birleşmiş Milletler sistemi içinde, dünya çapında insan haklarının desteklenmesi ve korunmasının güçlendirilmesinden, insan hakları ihlalleri durumlarının ele alınmasından ve bunlar hakkında tavsiyelerde bulunulmasından sorumlu olan hükümetler arası bir organdır.
Konsey kararları, Konsey üyelerinin (veya çoğunluğunun) belirli konular ve durumlar hakkındaki tutumunu temsil eden “siyasi ifadeler”dir. Kararlar, belirli insan hakları konularını ilerletmek için Devletler arasında hazırlanır ve müzakere edilir.
Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimin evrensel bir insan hakkı olarak kabul edilmesi, bireyler ve sivil toplum kuruluşlarınca desteklendiği gibi Konsey’in buna ilişkin bir karar yayınlaması yönünde BM’nin 15 farklı kuruluşu ortak bir bildiri de yayınlamışlardır. Konsey’in geçtiğimiz yıl bu doğrultuda temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimi evrensel bir insan hakkı olarak tanıdığını açıkladığı kararında, BM Genel Kurulu’nun konuyu ele alması için açık bir davete de yer verilmiştir.
BM İnsan Hakları ve Çevre Özel Raportörü David Boyd; temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimin, evrensel bir insan hakkı olarak ilan edilmesi gerekliliğini, çevresel sorunların ciddi boyutlarda seyrettiği bazı kırsal bölgelerden örnekler vererek vurgulamıştı:
“Şu anda dünyadaki insanların %90’ının kirli hava soluduğunu biliyoruz. Dolayısıyla, Konsey’in kararını hava kalitesini temizleme eylemleri için bir katalizör olarak kullanabilirsek, o zaman milyarlarca insanın hayatını iyileştirebileceğiz. … Sadece gelişmekte olan ülkelerle sınırlı olmamak üzere, iklim krizinden etkilenen çoğu kırsal bölgede yerli insanlar, bu küresel krize neden olacak hiçbir şey yapmadılar ama acı çeken onlar oluyor. Bu sebeple iklim krizi bir insan hakları sorunu. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişimin evrensel bir insan hakkı olarak tanınması bu yüzden adalet meselesi. Zengin ülkeler ve varlıklı insanlar yarattıkları kirliliğin bedelini ödemeye başlamalı, böylece savunmasız topluluklara ve savunmasız halklara uyum sağlamaları ve hayatlarını yeniden inşa etmeleri için yardımcı olabiliriz.”
Genel Kurul’un Konsey Kararı ile Aynı Yönde Aldığı Karara Çekimser Kalan Ülkeler
28 Temmuz 2022 tarihli Genel Kurul kararı ile temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye erişim hakkı, evrensel bir insan hakkı olarak ilan edilmiş oldu.
Genel Kurul kararının alınmasında olumsuz oy kullanan üye Devlet olmasa da Çin, Rusya Federasyonu, Belarus, Kamboçya, İran, Suriye, Kırgızistan, Etiyopya olmak üzere sekiz (8) üye Devlet çekimser kaldı karara. Çekimser kalan bu üyelerin gerekçelerine genel olarak baktığımızda;
Çin temsilcisi; ülkesinin ulusal insan hakları eylem planının çevre haklarıyla ilgili bir bölüm içerdiğini, Çin’in, BM’nin çevresel konulardaki tartışmaları teşvik etme isteklerini kabul ettiğini, çevre hakkı konusunda, özellikle de tanımı ve diğer insan haklarıyla ilişkisi konusunda herhangi bir anlaşma olmadığını, karar metninde ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklara atıfta bulunulmadığını ifade ederken, gereksiz aceleden kaçınmak için daha fazla zaman, sabır ve çaba talep etmiştir.
Oylamadan önce konuşan Rusya Federasyonu temsilcisi; ne evrensel çevre anlaşmalarının ne de uluslararası insan hakları anlaşmalarının temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre veya benzeri kavramları ele almadığına, böyle bir hakkın, devletler tarafından onaylandığı şekliyle münhasıran uluslararası anlaşmalarda tanınması ile yasal olarak tanınan bir haktan bahsetmenin mümkün olacağını, BM Genel Kurul kararı yönteminin hukuki açıdan tartışılabilir olduğunu ve olumsuz sonuçlar doğurabileceğini, bu çerçevede taslağı desteklememekle beraber konunun öneminin farkında olarak, çekimser kalacaklarını söylemiştir.
Belarus temsilcisi de; özel bir insan hakları kategorisini tanımanın ancak evrensel, yasal olarak bağlayıcı bir belge aracılığıyla yapılabileceğini kabul ederek, çekimser kalacaklarını açıklamıştır.
İran temsilcisi; karar taslağının gelişmekte olan ülkelere çevresel taahhütler açısından ek yükler getirmeye çalıştığını, devletler arasında net tanımı ve anlayışı olmayan ve temel uluslararası insan hakları anlaşmalarında bulunmayan bir insan hakkını tanıdığını, metinde tek taraflı zorlayıcı önlemlere atıfta bulunulmadığını gözlemleyerek, bu tür önlemlerin temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ortamda insan haklarından yararlanılmasını engellediğini, engelleri ve uygulama araçlarını ele almadan üye devletlerin endişelerinin uygun şekilde dikkate alınmadığını, bu nedenle, çekimser kalacaklarını açıklamıştır.
Suriye temsilcisi; şiddetli hava olaylarının gelişmekte olan ülkeler üzerindeki olumsuz etkisi göz önüne alındığında, delegasyonunun kalkınma ihtiyaçlarını ve ortak ancak farklı sorumluluklar ilkesini vurgulamanın değerini gördüğünü, Heyeti’nin endişelerinin metne yansımamasından üzüntü duyduğunu, konunun önemi nedeniyle Suriye’nin karar taslağına karşı oy kullanmayacağını ancak çekimser kalacağını açıklamıştır.
Ülkemiz Dahil 161 Devlet’in Desteklediği Karar Ne Anlama Geliyor?
Karar; devletleri, uluslararası örgütleri ve ticari işletmeleri, herkes için sağlıklı bir çevre sağlamak konusunda çabalarını arttırmaya çağırıyor. Karar, isteğe bağlı politikalardan ziyade yasal yükümlülüklerin temelini vurguluyor.
BM Genel Kurul kararının yasal bir bağlayıcılığı olmasa da ülkelerin taraf oldukları uluslararası anlaşmalara ve taahhütlerine uymaları gerektiği karar ile net bir şekilde ifade ediliyor. Bu şekilde, kararı destekleyen devletlere bu hak temelinde yöneltilecek ‘taleplerin” zemininin güçlendirilmesi bekleniyor, hedefleniyor.
BM Çevre Programı (UNEP)’na göre, küresel düzeyde sağlıklı bir çevre hakkının tanınması, çevresel krizlerin daha koordineli, etkili ve ayrımcı olmayan bir şekilde ele alınmasına yönelik çabaları destekleyecek ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olacak.
Türkiye açısından ise, özellikle kömürlü termik santrallerin yoğunlaştığı bölgelerde yaşayan yurttaşların, ulusal mevzuatta kabul edilmesine rağmen beklenen “etkiye” kavuşamayan temiz hava hakkının tesisine yönelik yasal süreçlerde kullanabilecekleri yeni bir hukuki enstrümana kavuşmuş olduklarını söylemek mümkün. Temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevre hakkının diğer haklarla bağlantılı olduğunun kabulü, enerji politikalarının belirlenmesi ve uygulamasında çevre hakkının eşdeğer bir konumda ele alınmasına yönelik istemleri de destekleyecektir.
Görseller;
https://www.artsy.net/artwork/gustav-klimt-the-virgin
https://www.metmuseum.org/art/collection/search/10499
https://en.wikipedia.org/wiki/File:Thomas_Cole_-_The_Voyage_of_Life_Childhood,_1842_(National_Gallery_of_Art).jpg